http://askk-sozlerin.tr.gg/

NASREDDİN HOCA


Şakadan hoşlanmam

Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş. etrafındaki esnafları seyrediyor. bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş.
 
Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce, sonra:
- bana senmi vurdun? demiş adama.
Adam: - ben vurdum lan ne olacak demiş.
Hoca: - sakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş
Adam: - ciddi vurdum napacan?!
Hoca: - Aman aman, öyle olsun... Cunku şakadan hiç hoşlanmam da ...


Namaz
hoca bi gün camiye gitmiş namaz kılacakmış hoca vaaz verirken demişki sağ tarafıızda melekler sol tarafınızda şeytan bulunur.
 
Bunu duyan hoca namaz sonunda selam verirken sağa dönmüş meleklere esselamün aleyküm demiş sola dönüp şeytanlara iktirin len burdan deyip namazı bitirmiş.


Kazan
Nasrettin Hocanın komşusu, hocadan kazan istemiş. Aradan birkaç gün geçtikten sonra, komşu içine bir kazan koyar ve hocaya getirir. Hoca, "Bu ne?" diye sorunca komşusu "Senin kazan doğurdu" der. Hoca kazana bakar ve "Kazanın *mına koymuşsun, tabi doğurur" der...
 


Rüzgarın Attığı Adam
Hoca bir gün boş bir bostana dalar yolar temizler bostanda ne varsa marullar patlıcanlar salatalar. Doldurur bir çuvala tıka basa tam yükü yüklenecekken Çam yarması bir adam peyda olur herif der ne arıyorsun burada hoca bir düşünür ve cevabı bulur Der ki:
 
-Dün bir rüzgar çıkmıştı ya o attı beni buraya
 -Demek seni buraya atan rüzgar peki ya bu patlıcanlar marullar onları da hep rüzgarmı kopardı
 
-Evet biraz fazlaca esiyordu beni öteye beriye savurdu neye uğradığımı bilemedim bari şunlara tutunayımm dedim neye tutundum sa elimde kaldı.
 
Bunun üzerine bostancı kızar:
 
-Peki çuvala koyan da mı rüzgar söyle kim doldurdu çuvala bunu?
 Hoca tatlı tatlı kaşır burnunu
 sonra döner der ki:
 -ilahioğlum işte ben de onu düşünüyorum ya......
 


Evlilik ne demektir?

-Hoca, evlilik ne demektir?

-Gunduzleri cifte hirlama, geceleri cifte horlama!

 



Baklava

 Hoca akşamleyin eve doğru yürürken, baklava seven bir köylüyle karşılaşır.

-Hoca, kısa bir süre önce bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...

-Beni ilgilendirmez!

-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.

-O zaman seni ilgilendirmez!
 


9 Mu 10 Mu?
 Hoca bir gün köyden eşekleri almış şehre satmaya gidiyormuş. Eşeğin birisine binen hoca ikide bir eşekler kaybolmasın diye sayarmış. Yine sayacağı zaman altındaki eşeği saymayarak 9 eşek olduğunu görmüş. İnmiş eşekten yine saymış bu sefer 10muş. Hoca şaşırmış ve ;
 -9 mu 10 mu kara verin artık ! demiş
 


Allah Biliyor

 Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiginde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmis. Nasreddin Hoca bayat ekmegi disi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye baslamış. Ev sahibinin gözü yerinden oynamis :

-Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanin içini sıyırır, demis.

Nasreddin Hoca hiç ses çikarmadan balı bitirmis ve :

-Kimin içinin siyrildigini Allah biliyor, demis.
 


Bu Nasıl Namaz

 Nasreddin Hoca abdest alirken, bir ayagina su yetmemis. Namaz kilarken de bir ayagini yukar kaldirarak namaz kilmis. Bunu gören cami cemaati :

-Hocam bu nasil namaz? diye sormus.

Nasreddin Hoca :

-Bir ayaği abdestsiz namaz, diye cevap vermis.
 


Yemek
 Birgün bir fakir adam elinde sadece kuru bir ekmekle yürürken bir lokanta görmüş çook güzel yemekler pişiyormuş. Adam dayanamayıp ekmeğini yemeğin buharına tutup tutup yiyormuş bunu
aşçı görmüş demişki;
AŞÇI: -Burda ne yapıyorsun.
ADAM: -Yemekler çok güzeldi bende ekmeğimi buharına tutuyordum.
AŞÇI: -O zaman parasını ver!!!
ADAM: -Ben birşey yapmadımki sadece ekmeğimi buharına tutup yedim.
AŞÇI: -O zaman kadıya gideceğiz.
 
Demiş;
Adamla aşçı gitmişler kadıya. aşçı kadıya söylemiş kadı (hoca) aşçıya yaklaş demiş aşçı hemen yanına gitmiş hoca içi para dolu kese çıkarmış hoca aşçıya kulağını yaklaştır demiş. aşçı yaklaştırmış hoca keseyi biraz sallamış aşçı sormuş hocam siz bana vermedinizki demiş. Hoca eeee o senin yemeğinin buharını almış sende paranın sesini alırsın demiş...


Yarım Öksürük

 Hoca'nın zekasını çekemeyen iki kişi iddiaya girerler.
Biri der ki:
-Kim Nasreddin Hoca'yı mat ederse ona on altın vereceğim.
Nasreddin Hoca'yı yemeye davet ederler. Sofrada:
-Efendim, bize yarım öksürük lazım. Lütfen yarım öksürünüz.

Hoca hiç düşünmeden, sofradaki ekmek bıçağını alır. Bıçağın ağzını kendi ağzına koyup öksürür.
-Buyurun, der. İsterseniz orasını alınız, isterseniz burasını...
 



Yemesi Kolay Olsun

Timur'un defterdarları hesapta bir yanlışlık yapar.
Bunun üzerine Timur çok kızar ve o defterdara kağıtları yedirir, işten de kovar.

Yerine Nasreddin Hoca'yı alır. Nasreddin Hoca, hesapları yufka üzerine yapmaya başlar. Timur, durumu görünce haliyle sebebini sorar.

Cevap da tam Hoca'dan beklenildiği gibidir:
-Yemesi kolay olsun diye Hünkarım!
 


Ağlama Sebebi

Nasrettin Hoca, bir gün zengin bir adamın cenazesinde hem tabutun yanında yürüyor hem de sesli sesli ağlıyormuş. Cenazeye katılanlardan biri onu teselli etmek için yaklaşmış.

- "Merhum akraban mıydı?"

Hoca cevap vermiş:

-"Yok akrabam değildi, bende ondan ağlıyorum ya!"
 


Ver Kaftanı Al Semeri

Nasreddin Hoca eşeğine binmiş köyüne giderken sıkışır, bir ağaçlık dere kenarında eşekten inerek kaftanını çıkarır, eşeğin üzerine koyarak ortadan kaybolur,  ihtiyacını gidererek döndüğünde kaftanı ortada yoktur. Israrlı sorgulamasına rağmen eşeğinden de  tık çıkmayınca Hoca sinirlenir. Eşeğin semerini çözerek omuzlar ve eşeğine;

"Bre mel'un! Ver kaftanımı vereyim semerini!" diye bağırır.
 


İŞE YARAR ŞEY

Bir gece yarısı derin bir uykuya dalan Hoca'yı, hanımı telaşla uyandırır. Hoca uykulu uykulu sorar:
- Ne var hanım? Ne diye uyandırıyorsun beni?
Hanımı:
- Kalksana efendi der korkulu bir sesle. Aşağı katta tıkırtılar duyuyorum. Eve hırsız girdi galiba.
Hoca hiç aldırış etmez;
- Merak etme hanım der, eğer işe yarar bir şey bulursa gidip alırız elinden!.
 


Hoca Çıktı Mandalar Yesin

Nasreddin Hoca, vali ve üst düzey bürokratlarla bir yemeğe katılır. Hocaların çok yemek yemesiyle ilgili bir fıkra anlatılır:
"Hoca ile manda bostana düşmüş. Görenler, hangisini çıkaralım demişler. Kimileri mandayı çıkarın o çok yer demiş, kimileri de yok hoca daha fazla yer onu çıkarın demiş."

Fıkrayı dinleyen Nasreddin Hoca masadan kalkmış, bir kenara oturmuş. Masadakilerden biri Nasreddin Hoca'ya:
"Hocam niçin kalktınız" diye sormuş.
Nasreddin Hoca şu cevabı vermiş:
"Hoca çıktı mandalar yesin."
 


Ev Secdeye Giderse
Uzun bir yolculuğa çıkan Hoca bir akşam üstü
eski bir hana iner. Han o kadar yıkık döküktür ki nereye baksan zangır zangır titriyor. Hoca :
- Yahu hancı efendi der, bu nasıl ev böyle. Şunu
doğru dürüst tamir ettirsen olmaz mı? Her köşesinden bir ses geliyor.
Hancı oralı olmaz hiç.
- Aldırma hoca der, bizim ev biraz derviş tabiatlıdır. Devamlı Allah'ı zikreder.
Hoca bunları da duyunca artık dayanamaz :
- Hele der, ver şu aldığın paramı da çekip gideyim burdan. Ne olur, ne olmaz. Belki senin derviş
evinin aklına secdeye kapanmak gelir?
 


Niye Gelmediniz
Nasreddin Hoca, bazı menfaatperestler tarafından devletin yetkili mercilerine şikayet edilir.
Bunun üzerine Nasreddin Hoca ifadesi alınmak üzere çağrılır. Fakat gitmez. Yetkililer kendisine üç-dört defa haber gönderirler.
Nasreddin Hoca yine oralı olmaz. Daha sonra polis tarafından yetkili merciye götürülür. Nasreddin Hoca'ya sorarlar:
- Seni birkaç defa çağırdığımız halde niye gelmedin?
Nasreddin Hoca şöyle cevap verir:
- Biz camilerde her gün beş kez ezan okuyarak sizi Allah'ın huzuruna çağırdığımızda niye gelmediniz?
 


Yere Düşene Kadar
Nasrettin Hoca bir gün cuma hutbesini okuduktan sonra namazı kıldırmak için aşağı inerken birden ayağı kaymış ve paldır küldür yuvarlanmış aşağı.
Cemaat koşmuş yardımına hemen:
-Aman hocam merdivenden düşerken canınız çok yandı mı?
-Hayır, yere düşene kadar hiç canım yanmadı.
 


Döve Döve Helva Yedirmek
Konya çarşısındaki helvacı dükkânlarının vitrinlerine iştahla bakan gariban adamın biri, bir dükkân sahibinden biraz helva sadaka olarak vermesini istemiş. Dükkâncı vermemiş. Garibanın canı da çok helva çekmiş. Dayanamayıp, dayak yemeyi de göze alarak başka bir helvacı dükkânına girmiş. Bir lenger helvayı önüne çekmiş ve hızla atıştırmaya başlamış.
Helvacı adamın üstüne yürümüş;
- Bre adam, sorup istemeden, parasını ödemeden böyle helva yenir mi? demişse de adamın aldırmayıp atıştırmayı sürdürdüğünü gören helvacı, adama sille tokat girişmiş.
Dükkânda tesadüfen bulunan Nasreddin Hoca müşterilere doğru dönüp:
-Şu Konyalı helvacılar ne iyi adamlar; parası olmayan garibana bile döve döve helva yediriyorlar, demiş.
 


Eşeğe Yazık Olur
Nasreddin Hoca hayvanlarına ağır yükler yükleyip onlara eziyet eden köylülerine iyi bir ders vermek istemiş. Bir gün eşeğine binerek köy meydanında dolaşmaya başlamış. İşin garibi dolu bir çuvalı da sırtına vurmuş, öyle geziyor. Şaşırıp sormuşlar :
- Yahu Hoca Efendi, hem eşeğin üzerindesin, hem çuvalı sırtında taşıyorsun. Nasıl bir iş bu ?
Hoca cevabı yetiştirmiş hemen :
- Zavallı hayvan, demiş. Zaten gece gündüz demeden hizmet ediyor bana. Sırtına bindiriyor, yüklerimi taşıyor, değirmeni çeviriyor. Bu kadar hizmetlerinden sonra dolu çuvalı da ona yüklemek istemedim. Bu yüzden ben vurdum sırtıma.


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol